8 Temmuz 2008 Salı

Ciddiyetin Bu Kadarı...

“Görme Engelliler Haftası”nda Milletvekillerinin oluşturduğu Meclisspor ile Başkent Görme Engelliler Spor Kulübü arasında bir futbol maçı düzenlendi. Rakip gözlerinin sadece yüze 20’sini kullananlar olunca aslında maçın dostluk havasında geçeceğini sanıyor, hani yazılı kural olmasa da berabere biten türden maçlardan zannediyoruz. Hani bir futbol karşılaşmasıdır, Milletvekillerimiz görme engelli olmanın nasıl bir şey olduğunu 1 saatte olsa tecrübe edebilirler diye düşünüyor insan. Ertesi gün meclis sıralarında ellerinin bu insanların hayatlarını kolaylaştırmak için de kalkacağını, bu maçın karar alınırken belki de etkili olacağını, bu düşüncelerin maçın skorundan daha önemli olacağını hayal ediyoruz. Bunların hepsi gerçekten de bir hayal oluyor. Türkiye’de futbolun ne kadar ciddi bir oyun olduğunun en büyük kanıtını bu adaletsiz maçta rakibini 7-3 yenen Meclisspor’dan daha iyi ne anlatabilir ki bize. Üstelik maç öncesi görme engellilerimizin 5 golden fazla atmayacağız sözü almalarına rağmen.

Böylesi bir kanıya varmak için skoru alıp işte örneği yukarıda demek yeterli değil diyebilirsiniz, ama bu ilkte değil. “Kimsesiz Çocuklara Moral” adı altında düzenlenen bir başka mücadelede de Meclisspor çocukları 3-2 ile dize getirirken maç sonrası sahanın ortasında ağlayan çocuklar Milletvekillerimizin bu oyunu ne kadar ciddiye aldıklarının en güzel örneği bizce. Tam da bu noktada Bilecik Milletvekili Fahrettin Poyraz’ın şu sözünü hatırlatmakta yarar var: “23 Nisan’da çocuklara yenildik. Şu çocukları da bir yenemediniz dediler. Aşağı tükürsek, sakal yukarı tükürsek bıyık”
“Böyle oynayacaklarını tahmin edemedik”
7-3 biten Görme Engelliler-Meclisspor maçında kalede bulunan Milletvekilimiz Fahrettin Poyraz rakiplerinin oldukça profesyonel olduklarını ve teknik vuruşlar yaptıklarını söylüyor. Poyraz “4 kez geldiler, 3 gol yedim. Kendimi zorlasam birini kurtarabilirdim” diyor. Devlet Bakanı Nimet Çubukçu’nun bol ünlemli mektuplarının da bu açıklamalarda payı var diye düşünürken imdadımıza Ordu Milletvekili Enver Yılmaz yetişiyor. Futbolu nasıl algıladığımızı, tartışılan futbol olunca bizim dünyamızda mantığın nasılda son bulduğunu “Çıkan haberlerden etkilenip de keşke yenmeseydik diyemem. Biz oynanması gerektiği gibi oynadık” diyerek ifade ediyor. Yani “Maçın hakkı buydu” demeye getiriyor.
Haberlerden okuduğumuz kadarıyla “Vallahi ben masumum” diyenler yer aldığı gibi birde “Futbol olunca hırs yaptık, yendik” açıklamasında bulunanlarda oluyor. Başkent Görme Engelliler Spor Kulübü Başkanı Orhan Tanrıkulu ise bu maçın aslında görme engellilerin sorunları biraz daha gündeme gelsin diye tertiplediklerini söylüyor. Maçın başında Milletvekillerinin bu kadar ciddi bir şekilde oynayacaklarını tahmin etmediklerini söyleyen Tanrıkulu, “İkinci yarıda çocuklarımıza bildiğiniz gibi oynayın çocuklar dedik. Ama artık iş işten geçmişti” diyor. Skorun kendileri için hep ikinci planda kaldığını da sözlerine ekleyen Tanrıkulu “Sahada yaşananlar skoru ön plana çıkardı ne yazık ki” diyerek açıklıyor durumu.

Bu topraklarda futbol
Meclisspor’un Antalya’da futbol takımları gibi kamplara girdiklerini ve böylesine özel günler dışında da turnuvalara katıldıklarını söyleyelim. Rus parlamenterler karşısında 7-1 yenilen Meclisspor, Trabzon’da Macar parlamenterleri 4-0 ile geçmişti. Meclisspor aynı zamanda Parlamenterler Arası Balkan Kupası sahibi. Bu kupanın finalinde yaşananları da anlatmakta yarar var aslında. Ama önce futbolun bu topraklarda çok ciddi bir oyun olduğunu yurdun her yerinden seçilen Milletvekillerimizin de böyle düşündüklerini söyleyebiliriz. Bu tespitimizi belli bir partiye mensup milletvekillerine yapıştırmak elbette haksızlık olur, ancak iktidar ve ana muhalefet partisi arasında Parlamenterler Arası Balkan Kupası finalinde yaşanlar oldukça anlamlı. Türkiye’de futbolun sınır tanımadığını gösteren olaylardan sadece biri olan bu dostluk maçında yaşananlar 2005 yılından.

Kadro kavgası
Final maçına kadroyu hazırlayan AKP’li takım kaptanı kendisi dışındaki 10 isimden 9’unu AKP’li Milletvekillerinden seçince CHP’li Milletvekillerinin tepkisini çekmiş. Bir futbol maçı Milletvekilleri için ne kadar önemli olabilir ki diye düşünüyorken, sonrasında yaşananlar ciddiyetin bu kadarına da pes dedirtiyor. Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın maçı izlemeye geleceği için böyle bir kadro oluşturulduğunu söyleyen CHP’li Milletvekilleri durumu protesto ederek yedek kulübesi yerine tribüne çıkarak maçı izlemeyi tercih ediyorlar. Maç sonrası açıklamalarda bulunan AKP’li takım kaptanı CHP’lilerin sakat oldukları için oynatılmadığını söylüyor ve CHP’li Milletvekillerinin bu işi çok ciddiye aldıklarını ifadeye ediyor. Ancak tüm bu yaşananlar iki tarafında futbola olan bakış açısının birbirlerinden pek de farklı olmadığını gösteriyor. Maçı 3-1 kazanan Meclisspor kupaya uzanırken kadro dışı kalan CHP’li milletvekilleri “Biz oynasaydık maç 6-1 biterdi” diyecek kadar futbol uzmanı olabiliyorlar.
Romanya parlamentosuna karşı oynanan bir futbol maçında bu toprakların seçilmiş insanları kadro savaşları yapabiliyorsa futbolun bizler için sadece bir oyun olmadığını anlamak pek de zor olmuyor. Meclissporumuzdan adını sanını bilmediğimiz mahalle takımlarına kadar futbola olan bakış açımız hep kazanmak, hep ben egosunun üstüne kuruluyor.

Sporist Dergisi

Hiç yorum yok: