6 Eylül 2008 Cumartesi

Zora Sokmak

Kendi kendimizi zora sokmakta üstümüze yok. Rakip bile değiller bize aslında. Kendi sahalarında en büyük başarıları ise İsveç ve Portekiz maçları. Çimlerin normalden uzun olması da başarılarında bir etken. Bizim kendi kendimizi zora sokmamız elbette siyasi. Fatih Terim her ne kadar bizim gündemimiz futbol dese de kazın ayağının öyle olmadığı aşikar. Hangi futbolcuya sorsanız galibiyet çantada keklik ama ilgi milli takımdan Gül'e kaymış durumda. Bu da büyük bir dezavantaj. Bir de bugün okuduğum Yılmaz Özdil'in yazısı beni biraz kuşkulandırdı. Bu yazıyı okumadan önce böyle şeyler olacağını düşünmüyordum. Bizim İstiklal Marşımız okunurken ıslıklayacaklar diyor. Eğer böyle birşey olursa, takımımızın ekstra hırsının olumlu mu olumsuz mu yansıyacağını kestiremiyorum. Kafkasya kızışmışken Ermenistan deplasmanı Türkiye için en büyük bahtsızlık heralde. Maçın nasıl geçeceğini kestirmek zor. Recep Tayyip Erdoğan böyle bir ortamda Milli Takıma yeninde karizmayı çizmeyelim mesajı gönderiyor. Çok enteresan bir maç olacak. Dezavantaja dair ne varsa kendi kendimize yarattık. Gül gitti, gitmedi... Katille aynı tribünde mi yoksa... Gitsin anıta çelenk koysun... Yeninde karizmayı çizmeyelim... Ermenistan'ın 50 bin kişilik Hrazdan Stadyumu full çeker herhalde böyle bir atmosferde.

Hiç yorum yok: