23 Kasım 2008 Pazar

“İnönü Stadyumu, 1930’ların Hitler Mimarisi"

Bugün İnönü Stadyumu’nun üç mimarından sadece biri yaşıyor. 1912 doğumlu Fazıl Aysu Nişantaşı’nda bir apartman dairesinde yaşıyor ve tam 96 yaşında. Türkiye’nin bugün yaşayan en büyük mimarlarından da biri olan Fazıl Aysu “İnönü Stadyumu’nu 1930’lardaki Hitler’in mimarisinden etkilenerek yaptık” diyor.
Brezilya’nın tartışmasız en büyük futbolcusu Pele’nin dünyada en çok beğendiği futbol mabedi İnönü Stadı’nı, Galatasaray’ın bugün yıkılması kararlaştırılan ve tarihinde sayısız zaferlere şahitlik etmiş Ali Sami Yen Stadı’nı, İstanbul’un en eski statlarından Vefa Stadı’nı Türk Sporu’na kazandıran, 96 yaşındaki mimar Fazıl Aysu ile Serencebey Gazetesi için konuştuk. 96 yaşında olmasına rağmen hafızası bir su gibi duru olan Fazıl Aysu İnönü Stadyumu’nun yeni düzenlemesini ve Türkiye’deki yeni stadyumları anlattı bizlere.

“İstanbul’da bir stadyum yapılması fikri ortaya atılınca, 40 kişilik bir heyet toplandı ve stadyum için şehrin en müsait yeri aranmaya başlandı” diyen Aysu heyetin çalışmalar sonucunda Dolmabahçe’yi uygun gördüklerini anlatıyor. Stadyum inşa edilmeden önce Dolmabahçe Sarayı’nın ahırlık olarak kullanıldığını ve bu arazinin yerine stadın yapılması fikrine karşı çıkıldığını ifade eden Aysu, “O dönemler arazi mücevher gibi bir yer olarak görülüyordu. Saray, saat kulesi, cami ve boğaz ile bezenmiş bu yere endüstriyel bir bina yapılması istenilmemekteydi. Bu sebeple “Burada stadyum yer almamalı” dediler. Bizde burada endüstriyel görünümlü bir stadyum olmaması için mücadele ettik. Bu nedenle at nalı şeklinde bir bina tasarladık. Saray tarafına büyük bir cephe vermedik” diyor. Türkiye’de o dönemler stadyumların şehrin göbeğinde olmamasına dikkat edildiğini söyleyen Aysu bu sebeple stadyumun seyirci kapasitesini de sınırlı tuttuklarını söylüyor. Yeni kurulan bir ülke için bu stat bu projesinin oldukça önemli olduğunu anlatan Aysu Türkiye’de bu alanda daha önce bir çalışma yapan Türk mimar olmamasından dolayı projenin İtalyan Vietti Violi’ye teslim edildiğini yardımcı olarak da Şinasi Şahingiray ve kendisinin seçildiğini söylüyor.

Fazıl Aysu, İnönü Stadyumu’nun yapılabilmesi için Vietti Violi ile birlikte Almanya başta olmak üzere birçok ülkeyi gezip Avrupa’daki stadyumların nasıl yapıldığı üzerine araştırmalarda bulunur. Avrupa’daki duraklarından birisi ise İtalya’dır ve bu esnada patlak veren 2. Dünya Savaşı ile birlikte Türkiye’ye geri dönmeleri gerekir. Vietti Violi savaş nedeniyle Türkiye’ye dönmez ve projenin başında Fazıl Aysu ve Şinasi Şahingiray yer alır. Savaşın bitimiyle birlikte Vietti Violi Türkiye’ye döner ancak Fazıl Aysu ve Şinasi Şahingiray artık projenin sonuna gelmişlerdir. Son rötuşlarla birlikte stadyum artık hazırdır. Aysu, 1930’larda Hitler’in Alman mimarisinden esinlenerek yaptıkları İnönü Stadyumu’nun bugün içindeki düzenlemeler dışında halen o dönemin mimarisine ait tek tük yapılardan biri olduğunu söylüyor.
İnönü Stadyumu içerisinde yapılan değişiklikleri de yorumlayan Fazıl Aysu, stadyumun orijinal halinin bozulmasını doğru bulmasa da günün şartları gereği bu değişimlerin mecburen yapıldığından bahsediyor. Beşiktaşlı yöneticilerin stadyumun yenilenmesi için kendisinden gerekli izni aldıklarını da sözlerine ekleyen Aysu, şehrin göbeğinde yer alan stadyumların daha da genişletilmemesi gerektiğini ve genişletilmiş stadyumun son noktaya ulaştığını da iddia ediyor. Aysu, İnönü Stadyumu gibi bir yapının bozulmaması gerektiğini ancak bu konuda Beşiktaş Kulübü’nün rakiplerinin bu alandaki atılımlarına karşılık olarak İnönü Stadyumu’nun yapısını bozacağından korkuyor. Aysu “İsterlerse yıkarlar. Ben aslında İnönü Stadyumu’nun son haline dahi karşıydım. Açık tribününün üst katının kapanmasına dahi karşıydım. Buraya 10 bin kişi aldılar” diyor.

İstanbul’un bir dönemler şehir sınırlarının korunduğunu mimarlık yıllarının başlangıcında başına gelen şu olayla özetliyor Aysu “Şu anki Şişli Adliyesi’nin olduğu araziye de bir inşaat yapmak istedik ancak aldığımız cevap şu oldu: “Şehir Şişli Camisi ile biter bundan ötesine geçilmeyecek.” Ali Sami Yen Stadyumu’nun da mimarı olan Aysu “Ali Sami Yen Stadyumu’nu da yoldan 50 metre uzağa yaptık. Zamanla şehir stadın etrafında şekillendi” diyor. 1934’lerde İstanbul nüfusunun 600 bin kişi olduğunu anlatan Aysu, zamanla artan nüfus ve göçün sonucunda şehrin büyümesinin önüne geçilemediğini bu nedenle de Ali Sami Yen’in sanki şehrin içine yapılmış bir stadyum olarak görüldüğünü söylüyor.

Günümüz stadyumlarının eski stadyumlardan farkını da açıklayan Aysu 1930’larda futbolun diğer spor dallarına nazaran ilgi açısından bu kadar büyük farklılıklar taşımadığını söylüyor. Önceden stadyumların tüm sporların yapılabilmesi için tasarlandığını bugünse futbolun diğer spor dallarını ezmesiyle stadyumların sadece futbola hizmet ettiklerini söylüyor. Olimpiyat Stadı ve Seyrantepe’ye yapılan stadyum ile ilgili de konuşan Aysu “Galatasaray nispeten şehrin dışına çıkıyor şimdi. Olimpiyat Stadı’nın yeri de son derece doğrudur. Eğer oraya ulaşım sağlıklı bir şekilde sağlanırsa, doğru bir düşünce olduğu ileride görülecektir. Çünkü Olimpiyat Stadyumu tüm spor dalları için bir külliyedir aynı zamanda” diyor.

Ben yaz aylarında Erenköy’e geçiyorum. Tabii o gün Kadıköy’de maç yoksa. Kadıköy’deki Şükrü Saraçoğlu Stadyumu nedeniyle çok trafik yaşanıyor çünkü. Ali Sami Yen’i yaptığımızda orası şehrin dışıydı. Bu nedenle oraya müsaade ettiler. Bugün 40-50 bin kişilik statları şehrin göbeğine dikmek çok büyük hatadır. İnönü Stadyumu’nun açık bölümünü saraya zarar vermeyecek şekilde tasarladık ve bu nedenle de bu kadarını yapabildik. İki kule ile açığa güzel bir görünüm kattık. Dışarıdan çok güzel bir görüntü sağlamıştır bu iki kule görünümlü cephe. Şükrü Saraçoğlu Stadyumu gibi çirkin bir dış görüntüye sahip değildir.

Vietti Violi bizlere söylemişti zamanında. Mimarları stadyumu yapana kadar el üstünde tutarlar, sonrasında ise bir kenara iterler. Yerine ne yapılacak nasıl yapılacak? Büyük bir kitle İstanbul’un ortasına toplanamaz. O tarihi esere daha fazla müdahale edilmemelidir. Biz 1930’lardaki Hitler’in mimarisinden etkilenerek yaptık o stadyumu. Bu stadyum halen vazifesini fazlasıyla yapıyor. Bugün yetkililerin stadyumun daha da büyütülmesi çalışmalarını kabul edeceklerini sanmıyorum ama yıkılırsa da şaşırmam.

Serencebey Gazetesi'ne yaptığım bir haberden alıntıdır

Hiç yorum yok: