3 Mart 2009 Salı

Cennette Eksik Olan Şey

Pele, Puşkaş ve George Best cennetin kapısından içeri girerler -fanilerin tarihine göre aynı yılda değil, lakin yaşamın üzerinde hüküm süren büyük ve görünmez saate göre hemen hemen aynı anda. Bu üç dahi futbolcu arkadaş olurlar. Cennet gerçekten şahane bir yerdir; güzel, hoş kadınlar, sadık taraftarlar, primler, babacan kulüp başkanları, viski, kumsal. Ancak oyuncuların mutluluğu yalnızca birkaç gün sürer. Akıp giden zamanla beraber huzursuzlukları artar. En sonunda Pele Puşkaş’a açılır. Birader, Tanrı’nın huzuruna çık, öteden beri ağzın laf yapar senin, sorunun ne olduğunu anlat ona! Fakat Puşkaş kaygılı bir yüz ifadesiyle hayır! der. Sen futbol elçisi gibi bir şeydin, sevgili Pele, sanırım Tanrı’nın huzuruna çıkması gereken kişi sensin. Senin adın sanın daha büyük! George Best yüzünü ekşitir, hayal kırıklığıyla boş viski şişesini sallar, fırlatıp atar ve der ki: “Tamam beyler ben söylerim tanrıya ama bir şartla, eğer bana eşlik ederseniz! Üç dahi Tanrı’nın karşısına çıkarlar. Işıl ışıl gözlerle karşılar Tanrı onları. İmdi çocuklar, herhalde bana methiyeler düzmek için geldiniz. Vallahi aynen öyle, sana övgüler yağdırmak istiyoruz. Tanrım, der futbolcular. Kuşkusuz benden korkuyorsunuz diyerek başını hafif eğer tanrı, kendinden memnun. Ah tabii, senden ödümüz kopuyor efendimiz, diye koro halinde konuşur üç futbolcu. Pele ve Puskas George Best’i öne iterler. TANRIM hani şu şey yok mu… Top nerede? Tanrı top mu diye haykırır… Bilmiyor musunuz top aşağıda cehennemde!


Laszlo Darvasi-Santraforun Rüyası

Hiç yorum yok: