3 Aralık 2010 Cuma

Sofya

Sofya deplasmanındayız. İstanbul'dan ve Trakya'dan ilgi had safhada. Ama bir gerçek var. Kimse Beşiktaş'ın maçı için gelmemiş. Beşiktaş maçı bahane olmuş. Maç bitiminde tribünlerde maçtan sonra disko, otelde kumar var, belinize kuvvet, haydi çocuklar bestesiyle daha maç bitmeden stadyumdan çıkmanın hesapları yapılıyordu.
Maçta yine çok uzak tribünlerden sahada Guti'nin varlığının büyük bir fark yarattığını peşin peşin söyleyebilirim.

Bu blogda çoğu kez bahsettiğimiz Paok taraftarından sonra 90 dakika susmayan CSKA taraftarının aynı etkiyi yaratmadığını söylerken, Balkanların futbol ve tribün konusunda rahatsız olmaları nedeniyle yapılabilecek bir araştırmanın gönüllülerinden biri olacağımın altına şimdiden imza atabilirim.

Öyle organize bir tribün vardı bugün CSKA'da. Sürekli bağırdılar ve ben çok uzaklardan bağırmayan seçmeye çalıştım ama gerçekten bulamadım. Paok'un Türkçe küfürlerinden sonra Türk takımlarına Türkçe küfür etmek konusuna bir çivi de CSKA çaktı. Tribünde ise her zaman ki gibi aynı terane: Zamanında nasıl .iktiysek artık.

Bu arada bizim tribünün sesinin çıkmadığının da altını çizmek lazım. Sebep ise basit yurtdışı deplasmanında beste bilmeyen gurbetçiler.

Allahtan imdadımıza Hakan Altun yetişiyor. Tribünde Hakan Altun'u yakalayan gözler sete çıkıp Amigoluk yapmasını besteliyor. O da kırmıyor tribünleri.

Bu arada maçın bitimiyle beraber tribüne takım çağırılıyor ve yurtdışında olmanın belki de demir perde ülkesinde olmanın rahatlığıyla Che sahneye çıkıyor.

Hiç yorum yok: