25 Ekim 2011 Salı

Mersin Gerçekten Bir İdman Yurdu

Beşiktaş'ın Mersin İdman Yurdu karşısında D.Kiev'den farklı olduğu açık. Ancak burada rakiplerinizin direnci belirleyici olduğu için umut vaat eden bir futbol oynandı demek çok iyi niyetli bir yorum olur. Beşiktaş'ın orta sahada hiçbir baskı görmemesine rağmen oyunun belirli dakikalarında Mersin İ.Y'nun ablukasını kıramamasını açıklamak da zor tabii.

Necip, Ernst ve Veli Kavlak'ın birlikte oynaması belki de geçtiğimiz 7 hafta içerisinde en iyi orta saha görüntüsünü verdi. Daha çok koşan ve mücadele eden bir takım görüntüsü verilmesinin baş kahramanları da bu üçlüydü. İsmail Köybaşı ile Hilbert'in muhteşem ileri çıkışlarını ise yine rakibin o alandaki oyuncularının çok rahat ileri çıkabilmelerine bağlıyorum. Yerinde olmayan beklere karşı İsmail her daim başarılı olabilir ama yerinde duran, olması gereken yerde bekleyen beklere karşı İsmail'in ikiye bir yapacak adam ihtiyacı hep olacak. Hilbert ise bu takımın en iyi beki bence. Her maç 11'de yer bulmalı. Yabancı sayısına takılmadığı takdirde vazgeçilmezi sağ bekin.

Egemen ise bu sezonun yıldızı olacak gibi duruyor. Zannediyorum şu an ligde her takımın 11'inde oynayabilir. Sezonun en iyi transferi oldu. Ben Ferrari'den ne farkı var diyordum ama yanılmışım. Farkı yüreğiymiş. Can-ı gönülden oynuyor. İyi niyetinin yanında oynadığı alanın da hakkını veriyor.

Simao için hala sabrediyoruz. Bildiğimiz ve geldiğinde kendisinden beklentilerimiz halen karşılık bulmadı. Oynayacak ama ne zaman belli değil. Ne sorunu var acaba?

Quaresma ise ekstra bir oyuncu olduğunu her zaman gösteriyor. Her hareketiyle sağı solu bitmiş tamamlanmış takıma tat katar ama Beşiktaş gibi gerisi ilerisi oturmamış takımlar için rus ruleti. Fenerbahçe maçında yine en büyük beklentimiz o olacak ama takım oyunu oynayamasını beklemek hayalcilik. O eğer takım oyunu oynayabilseydi Mourinho'nun Real Madrid'inde idi.

Ve genç(!) Edu. Ben bazen hiç futboldan anlamadığımı düşünüyorum inandığım adamlar hayal kırıklıklarına devam ettikleri zaman. Edu'dan Bobo olur mu diye düşünmedim değil. Olur diyordum. Dün bir pozisyonda fevk ile geçişi tam Bobo hareketiydi. Maçın sonlarına doğru Mersin İ.Y defansında topla buluşması ve dönüşü bana yine anımsattı. Yine Edu gibi bir zamanlar Higuain'den de çok ama çok umutluydum. Eğer Kadıköy'de Batuhan pası verseydi ve onun golüyle galibiyet alsaydık bugün -evet halamın .aşşakları mevzu ama- Higuain'den başka türlü bahsetmemiz mümkündü. Kelebek etkisine feci inanan ve ufak şeylerin ileriye dönük büyük değişikliklere sebebiyet verdiğine takmış durumdayım. Yine konumuzla alakasız da olsa Baros'un Kocaelispor maçında kaçırdığı penaltının Skibbe'nin Eskişehir'in başına gelmesine kadar silsile oluşturduğuna inanıyorum. 5-2 bitmişti ve Taner Gülleri şov yapmıştı. Hafızam yine yanıltır mı sanmıyorum. Kontrol etmeden yazıyorum.

Velhasıl Edu'nun ben hala evet hala iyi işler çıkartacak potansiyeli olduğunu düşünüyorum. Bu konuda evet çok iyi niyetliyim. Kariyerinin en iyi sezonunu bizde geçireceğini umuyorum. Tabii Edu'ya bu kadar inanan bir insan Mustafa Pektemek gerçeğini ve Edu'dan daha yetenekli olduğu noktasını es geçmez. Mustafa Pektemek hem Simao'nun hem de Holosko'nun altenatifi gibi kullanılabilir ve bu üçlüyü birbiriyle rotasyona sokarak Simao'nun da canlandırılacağını düşünenlerdenim. Dün hep doğru yerde olduğunu dikkatli gözler kaçırmamıştır. Pektemek bugüne dek Bebe ve Almeida'nın yokluğunda daha güzel işler yapmalıydı ama bu yapamayacağı anlamına da gelmiyor.

Evet herkese her oyuncuya boncukları dağıttık. Sivok için bir şey yazmadım. Adam istikrar abidesi. Bir de Cenk için. Cenk'in iyi kaleci olmak için yolu var. Tek şanssızlığı Beşiktaş'ta oynaması. Başka bir takımda olsa çok çabuk tecrübe kazanacak Milli Takım yoluyla. Oğuz Çetin'in anti Beşiktaş duruşunun bu çocuğun da gelişimine sekte vurduğunu düşünüyorum. Hatta buraya Necip'i de ekleyebiliriz. Yekta ve Sabri'nin orta saha oynadığı, Mert Günok'un yedek kaleciliğini yaptığı Milli Takım nimeti bizim gençlere bir türlü uğramıyor.

Evet boncuklar Mersin karşısında güzel güzel dağılır ama Veli Kavlak Fenerbahçe karşısında forma bulur mu? Ernst ve Necip'in abi kardeş ilişkisi Fernandes daha tecrübeli ve Fenerbahçe maçı büyük maç diye bozulur mu göreceğiz.

Yardımlaşma ve mücadele denen şeyleri Fenerbahçe karşısında ama Fenerbahçe'den daha çok yapmak mümkün olur mu? Hep soru işareti. Ziegler'in derinlemesine aynı çizgideki Stoch'a, Stoch'un merkezdeki Alex'e, onun da bindiren Ziegler'e orta yapma imkanı sağlayacak pası atacak ezberlenmiş Fenerbahçe kurgusuna ve Aykut Kocaman'ın merkezden kanatlara Motto'suna ne yapılacak göreceğiz.

Fenerbahçe'de sürpriz yok. Bütün sezon bunu yapıp duruyorlar. Her maçta da rakiplerine üstünlük sağlıyorlar. Orta sahada rakibin daha çok koşmasına ve pas yapmasına imkan vermiyorlar ve enteresandır uzun zamandır Fenerbahçe rakiplerini eziyor bu anlamda.

Ben yine kendi sahasına kapanan, Dinamo Kiev maçında acz içinde kalan çıkamayışlarımızı bekliyorum Fenerbahçe maçında. Belki o kadar kötü bir görüntü olmayacak ama kabullenen bir Beşiktaş'ı göreceğiz gibi. Buradan Beşiktaş maçı kaybeder anlamı çıkmasın ama daha iyi oyun anlamında çok geride olduğumuzu söyleyebiliriz.

Hiç yorum yok: