1 Kasım 2011 Salı

Kapalıya Çakma Dolmuş Çakın Gardaşlar Çakın

Kapalı tribün ben lisede okurken efsaneydi. Orada olacak ve onların arasında maç seyredecek hele hele deplasman yapacak adamı tanımak, konuşmak uzaya adam göndermek gibiydi bizim için. Beşiktaş Göteborg maçı öncesi biz dersteyken dışarıda sallanan ve o akşam İnönü Stadyumu'nda da dalgalandığını tvden gördüğüm damalı Beşiktaş bayrağı benim hayatımın filminde fragmana girer:)

Benim ergen zamanımda bana hissettirdiklerini şu an bir yerlerde birileri hissediyorsa bu yazdıklarımın hiçbir anlamı yok elbet. Ama aradan geçen şu 14 senede bazı şeylerin yeri doldurulamadı. Bunda değişen hayat standartları, yaşam şekilleri de önemli elbet. Ama kaybolan şeyler hayatımızın en anlamlı öğeleri olunca dert ediyor insan kendine.

Bozulma bir anda dünden bugüne olmadı. Zamanla insanlar kapalı tribünde destek vermek yerine, Beşiktaşlı topluluk olmak yerine, birilerinin adamı olmayı tercih etti. Takıma bağırırken bir anda bir grubun parçası olarak hedefe ulaşmak için ikinci üçüncü halkada yer almaya başladı. Yan tarafın bağırdığına eşlik etmemekle devam etti. Kavgalarla korku imparatorluğu yaratıldı. Maça karı kovalamaya, alt katta güzel kız kovalamaya gelenler de oldu. Kombinesini büyük maçlarda satan da. Deplasmana turistik ziyaret yapar gibi giden de. Maç esnasında birinci halkaya yakın olup yurtdışı bedava deplasman kovalayan da.

Sonra hep eğlendikleri besteleri söylemekle doruğa çıktı. Makara yapmak takımı desteklemekten daha önemli oldu an geldi. Semtte içki masalarında olmak, maç öncesi ortam kurmak stadyumda Beşiktaş maçı izlemenin ötesine geçti. Parasını denkleştirip, kapalı tribün bileti alan adam dediklerimi daha iyi anlayacaktır. Senin için önemli olan yanındaki için önemli olmamaya başladı. Her besteye iştirak etme çaban yanındaki tarafından komik karşılandı. İçeride başka bir hava olduğunu anlayarak seneye kombine almak ve aslında senin dışında olduğun ortama girmek gibi aptal bir düşünce bile oluştu. Aslında doğru olan o kapalıya parasını denkleştirip girenin yaptığıydı. Yaş ile alakalı bir konu olabilir ama bugün öykünüp durduğumuz tribünlerin yaş ortalamasının çocuk olmadığını da söylemek lazım. İşinde gücünde adamım, yaşım bazı şeylere engel oluyor demek anlatmaya çalıştığım tribün adamı olmaya da engel değil.

Bugün kapalı tribüne bilet alamamış insanların oluşturacağı kapalı tribün bugünkünden 10 gömlek üstün olurdu. Bunun değişmiş olması insanın canını sıkıyor. Alkolü son haddine kadar alıp, sağı solu rahatsız edip, takımına 5 kuruş fayda sağlamayan, tribünde besteleri bile bilmeyen adamların kapalı tribünde sürüyle olduğunu anlatmaya gerek var mı hala bilmiyorum ama bu tribünün gerçek sahiplerinin dışarıda olduğu kesin. Bu duruma getiren Beşiktaş yönetimi. Çok pahalı fiyatlarla satılan kombineler bir ticari mal oldu taraftarlar için de. Taraftar da bunu satın alan bir müşteri. Saha içinde kendisine keyifli dakikalar yaşatan oyuncular da en değerli karşılığı. Maksat tribündeki adam ayağa kalkıp otursun. Skor tabelası çok önemli değil. Beşiktaş ikinci sırada. Keyif almaya geliyor, güzel bir hafta sonu etkinliği olarak görüyor. Beşiktaş hastası olduğu için değil. Tamam böylesi de gelsin. Hepimiz delirmeyelim ama deliren adamın alabileceği makul fiyatlar uygulayın kardeşim. Biletix'ten onlarca haftasonu etkinliğinden biri olarak seçilmesin Beşiktaş'ın kapalısı. Baskın olan bu olmasın.

Ben kapalı tribünde çıkan kavgaların öyle dedin, böyle baktın, şunu dedin bunu dedin diye çıktığını hatta kavganın ittin, üstüme çıktın diye peydah olduğunu da gördüm. Kavga verilecekse kapalıyı kapalı olmaktan çıkartan popüler kültür hastası kancıklardan kurtarmak lazım. Bu konuda hiç aklı selim olamıyorum. Stadyum yıkıldığında yönetimin kapalı tribünü nasıl konumlandıracağı şu an kapalıya hükmeden insanlardan belli. En azından kısa bir süre adam gibi destek verecek bir kapalı istiyoruz çok mu?

Yukarıda da bahsetmiştim halen varsa benim lise çağlarım gibi hisseden bu yazının hiçbir anlamı yok diye. Eğer varsa büyüdükçe insan kirliliği görüyormuş diye açıklayacağım kendime. Ama şu video ve röportaj farkı ortaya koyuyor.

http://www.zapkolik.com/88734/besiktas-kapali-tribun-trt.html

1 yorum:

Cem Göncü dedi ki...

9 yaşında para biriktirip giderdim.yaş 37.yada kaçak.ellerine sağlık.bu sene bende kaçtım oradan.hem param yoktu,hemde bıktım artık tanımadığım bir dolu başka yüz görmekten.Köy içinde içip içip,maçta ayakta duramayan adamlar çoğunlukta.ha eskiden de içilirdi ama artık takım kimsenin umurunda değil.kahroluyorum.ama emin ol 1 ayda düzelir.ama her şey düzelirse.oda çook zor.